Giriş
(10)

bir çizgi film adı?

almagest
ismini hatırlayamadığım çizgifilmde, böyle ormanda yaşayan ufak tefek insanlar vardı. kırmızı kukuleta gibi şeyler giyerler kısa boylu tonton şeylerdi. eşleriyle burunlarını sürterek sevgilerini gösterirlerdi. bir de sanırım kuğu gibi bir kuş türü ile dostlardı ve onlara binip yolculuk edebilirlerdi
ismini hatırlayamadığım çizgifilmde, böyle ormanda yaşayan ufak tefek insanlar vardı. kırmızı kukuleta gibi şeyler giyerler kısa boylu tonton şeylerdi. eşleriyle burunlarını sürterek sevgilerini gösterirlerdi. bir de sanırım kuğu gibi bir kuş türü ile dostlardı ve onlara binip yolculuk edebilirlerdi?

neydi bu çizgi film?
0
almagest
(15.04.07)
ewoks?
0
frank n furter
(16.04.07)
kimlanbu
(16.04.07)
hatta bunlar kuşlara binip seyahat falan ediyorlardı. ama ismini ben de hatırlamadım. zaten çok kötü bir çizgi filmdi, konusu falan neydi hatırlamıyorum bile. şirinler rulez!
0
answer the questions
(16.04.07)
abi ben hatırladım cevap 2 üstte :))
0
kimlanbu
(16.04.07)
hayır nils değil. neyi sorduğunu anladım ama çizgi filmin adını bilmiyorum. yedi cücelere benzeyen ama uzun beyaz sakalları olan tipler vardı. ağaç evlerde yaşıyorlardı. kuşlarla kankaydılar. üçü beşi biri biner shop&miles bahsi etmeden oraya buraya uçarlardı.
0
nop
(16.04.07)
(bkz: şirinler)
0
demlikposet
(16.04.07)
"gnome" deniyor bu tiplere. google images'da aratırsan çıkar. ama çizgifilmin adını hatırlayamadım gnomes gibi bişidir belki??
0
doubloon
(16.04.07)
"David the Gnome".

www.youtube.com

en.wikipedia.org
0
sui
(16.04.07)
0
answer the questions
(16.04.07)
teşekkürler...
0
🌸almagest
(19.04.07)
(2)

schindler'in listesi

lepidodendron
bu filmin açılışında oskar schindler'in çekmeceden paralarını alıp hazırlandığı sahnede radyoda çalan viyolin solosunun adını bilen var mı? sanırım itzhak perlman'ın.
bu filmin açılışında oskar schindler'in çekmeceden paralarını alıp hazırlandığı sahnede radyoda çalan viyolin solosunun adını bilen var mı? sanırım itzhak perlman'ın.
0
lepidodendron
(15.04.07)
bi yerde por una cabeza çalıyo carlos gardel'den. ama sanırım o bara gidip ss subaylarına yağ çektiği yerdi. belki orada başlayıp orada devam etmiştir diye söylüyorum.
0
frank n furter
(15.04.07)
maalesef ikisi de değilmiş..
0
🌸lepidodendron
(26.04.07)
(3)

düşük akort sap ayarı tel kalınlığı

yoldaki isaretler
şimdi ben gitarın akordunu değiştirmek istiyorum. (dgbead mesela...) bunun için tekrar sap ayarı yapmaya telleri değiştirmeye (daha kalın teller?) gerek var mı? yani kendi kendime düşürsem akordunu bi problem olur mu?
şimdi ben gitarın akordunu değiştirmek istiyorum. (dgbead mesela...) bunun için tekrar sap ayarı yapmaya telleri değiştirmeye (daha kalın teller?) gerek var mı? yani kendi kendime düşürsem akordunu bi problem olur mu?
0
yoldaki isaretler
(10.04.07)
yoo ne münasebet. teller bi kere akorlara göre kalınlık içermiyorlar. ses malum biraz daha basa kayacaktır ama tek basamak düşürdüğün için tel değiştirmen gerektiği fikrine nasıl kapıldın anlamadım :)
0
frank n furter
(10.04.07)
kopru floyd rose ise akord dusurdugun takdirde kopru biraz daha geri yatacak ve teller klavyeye yaklasacaktir. hatta duruma gore teller klavyeye yapisabilir bile. bu durumda bu tellerin yaklasmasi nedeniyle bazi perdelerde cizlama olabilir, floyd rose'un yaylarina ayar gerekebilir telleri tekrar sorunsuz yukseklige cekmek icin. ha yaylarla ugrasmiyim dersen daha kalin tel kullanarak yine telleri istedigin yukseklikte tutabilirsin. ancak olay deneme yanilmadir bu tel kalinlastirma isinde.
0
jupiterianvibe
(10.04.07)
basim icin konusuyorum; bemol'e cektigimde telleri, klavye daha rahatsiz geliyor; sap eskisi gibi olmuyor buna eminim. mesela surekli bemol kullansaydim kesin sap ayarimi ona gore degistirirdim. ancak su da var ki bas gitarin telleriyle gitarin tellerinin sapa uyguladigi cekme kuvveti epey farkli. gitarda o kadar etkili olacagini sanmiyorum.
tel ise zevkle alakali. bemol'e aldiginda peslesen tonunu daha parlak yapmak icin teli incelte bilirsin falan ama tamamen zevk meselesi simdi. kimse aa bu olmamis diyemez. gereklilik ise katiyen soz konusu degil.
akoru degistirmekten cekinmeyin ancak bilin ki surekli bi bemol bi naturel bi bemol bi naturel telin omrunu kisaltir.
0
strategic
(10.04.07)
(16)

hırsızın hiç mi suçu yok?

hoze
evime hırsız girdi. (pazar sabah sekiz buçukta) içerdeydim, uyuyordum. kapı kilitli değildi, sadece kapalıydı. nasıl bir aparat kullandı bilmiyorum ama kapıyı rahatlıkla açtı. uykum hafif olduğu için anında uyandım. uyandığımı görünce kaçtı. kovaladım ama yakalayamadım.merak ettiğim şey, eğer yakala
evime hırsız girdi. (pazar sabah sekiz buçukta) içerdeydim, uyuyordum. kapı kilitli değildi, sadece kapalıydı. nasıl bir aparat kullandı bilmiyorum ama kapıyı rahatlıkla açtı. uykum hafif olduğu için anında uyandım. uyandığımı görünce kaçtı. kovaladım ama yakalayamadım.
merak ettiğim şey, eğer yakalayabilseydim, neler yapabilirdim? adamı dışarda yakalayıp yamultmakla içerde yakalayıp yamultmak arasında fark var mı? evimin sınırları içinde istediğim gibi zıvanadan çıkma hakkım var mıdır?
("onlar boş gezmezler, ucuz kurtarmışsın" şeklindeki temennileri yeterince duydum. şimdiden teşekkürler.)
0
hoze
(09.04.07)
valla abi oncelikle gecmi$ olsun.
$oyle $eyler yapabilirdin.. ornegin merdivenden a$agi atabilirdin olan gucunle, kacarken du$tu derdin. eve girseydi bi $ekilde kendi kendine yaptigina inandirabilecegin bi$eyler yapabilirdin belki. hani diyorlar ya tut balkondan at yapabiliyorsan diye, o tarz $eyler. onun di$inda direkt zarar verirsen sen suclu oluyorsun.
0
sourlemonade
(09.04.07)
Geçmiş olsun.

Geçen senenin haberi. Bir hırsız, iki Nijeryalı (Başka bir Afrika ülkesi de olabilir) öğrencinin kaldığı eve girmiş. Öğrenciler bunu yakalamış, bir güzel dövmüş ve apartman boşluğunda merdiven korkuğuna bağlayıp polis çağırmışlar. Bir şey olmamış. Yani adamın canını almadıktan sonra, polis adamı (sakat bırakmayacak) kadar hırpaladığına bakmaz. Ayrıca hırsızı yakaladığın için madalya da takmazlar. O yüzden bence adam kaçmaya başladıktan sonra, hiç bulaşmamak en güzelidir...
0
sheba and the albino girls
(09.04.07)
iki sene kadar önce de acik balkon kapisindan bizim eve girmisti hirsiz. komsular haber vermis polis geldi yakaladi aninda. hicbirsey olmadi ifadeler alindiktan sonra adam serbest kaldi. gecenlerde mahkemesi oldu, ben gittim hirsiz ve avukati davaya gelmediler. baska yerlerdeki dosyalarla birlestirilmesi karara baglandi falan filan. yani yakalamadigin iyi olmus bir yerde.

bir de ekleyeyim hemen. hirsiz girdiginde komsular da toplasti tabii herkes bir anisini anlatiyor. dediklerine göre gece giren hirsiz gündüz girenden daha fazla ceza yiyormus, bu sebeple de hirsizlar gün dogumunda sabaha karsi giriyormus evlere.
0
atmacaged
(09.04.07)
bu tür durumlarda hırsıza darp uygulandığında, ev sahibinin suçlu durumuna düştüğünü okumuştum.

başka türkiye yok!
0
comptrol
(09.04.07)
geçen gün ntv'deki biri bana anlatsın'da konuşuluyordu. yatak odanızda yapacağınız her şey nefsi müdafaaya giriyormuş. hatta gerekirse silah vs. kullanmak bile. (sanırım)
0
kermitz
(09.04.07)
büyük geçmiş olsun, kazasız belasız atlattığın iyi olmuş boşver.

arkadaşımın evine 2 sene önce hırsız girdi, jandarma geldiğinde "siz adamı 'indirin' elinde bir şey yoksa bile biz bıçak tutuştururuz rahat olun" demiş. kısacası rapor tutan polise/jandarmaya bağlı.

hırsız hem suçlu hem güçlü, evinde adamı yaralarsan ve senden şikayetçi olursa ceza alırsın. "yatak odası hariç" demek istiyorum ama efsane mi gerçek mi net bir bilgim yok.

bir anımı daha anlatayım ders olsun. 4 sene önce bursada otururken kardeşimin arkadaşıyla tanıştım. çocuğun babası otoparkta arabasının teybini çalan 3 hırsıza balkondan "napıyorsunuzlan diye bağırmış, "içeri gir lan" diye cevap gelince çıkarmış silahı saydırmış. 1 kişi kaçmış, 1 kişi yaralanmış, 1 kişi korkudan bayılmış. polis geldiğinde bunların bol sabıkalı, cinayetten aranan tipler olduğu ortaya çıkmış. babası ceza almamış ama başına geleni söyleyeyim : bir kaç hafta sonra hırsızların yakınları çocuğun babasını öldürmüşler ! kısacası hırsıza yapacakların sana 100 katı olarak geri dönecektir, bulaşmamak en iyisi.

bana kalsa vurur dağa taşa atarım ama tek gezmedikleri ve "boş" gezmedikleri gerçeğini göz önüne almanız gerek.

dur dur son anı. geçen sene WRC de görevliyken diktiler bizi dağ başına köylülerden biri geliyor biri gidiyor. derken birisiyle muhabbete başladık, hırsızdan açıldı muhabbet. tanıdığı bir hırsız varmış. eve nasıl sessizce girdiklerinin cevabını buldum. adamlar eve girmeden önce kapıdan, bacadan bir şekilde adını öğrenemediğim bir sprey sıkıyorlarmış. zaten uykuda olan bünye bir derece daha ağır uykuya dalıyormuş. adamlar dalga geçer gibi işlerini halledip kaçıyormuş.
0
kimlanbu
(10.04.07)
yatak odasında öldürünce bir şey olmaz hikayedir. yatak odasının özellikle öne çıkması hırsızın sizin hayatınızı tehlikeye atabilecek kadar size yaklaşması. yatak odası, salon fark etmez. ancak onda bile hırsızın elinde bıçak mıçak olması gerekiyor. yani adam dibinize de gelse eğer hayati tehliken yoksa hırsızı hırpalamak bile haksız fiil teşkil eder. evinize giren hırsızı öldürmeniz ya da yaralamanız durumunda ancak cezada indirim alabilirsiniz.

bunun türkiye'yle de alakası yoktur hemen hemen bütün dünyada bu böyledir. verilecek bir ceza varsa hukuk verir(bunu tartışmak ayrı konu). inanmayacaksınız ama türk ceza kanunu şu anda çoğu hükmüyle modern bir kanundur.
0
colg fusion
(10.04.07)
hukuka giriş dersinden aklımda kalanlara göre,hırsız sizi ölümle tehdit etmedikçe onu öldürmeniz nefsi müdafaya girmiyor.(yani onun elinde bıçak varken sizde silah varsa bile bu nefsi müdafaya girmiyor)
o yüzden evlerine hırsız giren bir tanıdığımıza polisin söylediğine göre hırsızı camdan atın önerisi onlara da söylenmiş.sanırım polisler de yakalayıp,sabah salmaktan bıkmışlar,herkese bu öneriyi veriyorlar.
0
gioberg
(10.04.07)
geçmiş olsun abicim, ne kadar modern bir ceza kanunumuz var ki polisimiz vatandaşa "abi sen camdan at gerisini bize bırak" diyebiliyor. "mosmodern" olmuşuz canlar heyoooooo...

benim cevabıma gelince abicim "yamultursan" hiçbişi olmaz. hatta madem polis öyle diyor yamulttuktan sonra balkondan atıp düştü salak diyebilirsin pekala ne ala...
0
agk
(10.04.07)
cok gecmis olsun. benim bir arkadasimin basina gelmis, hirsiz evdeyken uyanmis ve onu goren hirsiz birsey alamadan kacmis, fakat daha sonraki gunlerde gene gelmis, alamadiklarini almak icin. O yuzden hirsizi yamultmaktan ziyade siz kilitlerinizi falan ihmal etmeyin, bir de o inanilmaz ses cikartan minik alarmlardan koyun kapiniza... ve evet bulasmayin aman...
0
islakkedicorbasi
(10.04.07)
anladığım kadarıyla en güzeli balkondan atmak. ev zaten dördüncü kat. bahçede de süs havuzu gibi bir şey var, kenarları tırtıklı, hmmm.
0
🌸hoze
(10.04.07)
evet yatak odasinda iken indirebilirseniz sahane olur. fakat diger odalarda sorun çıkabiliyor sanırım. kovalamaya kalkmanız durumunda erketede bekleyenler sorun yaratabilir.
0
mat couthon
(10.04.07)
ben de ben de!!

bence hırsızla yakın ilişkiler kurarak iş ağını geliştirebilirsin. baktın yanaşmıyo, at itoğlunu balkondan.
0
frank n furter
(10.04.07)
iki üç sene önce haberlerde izlemiştim, ninja bir abimiz katanayla hırsızın kulağını kesmiş, hırsız da dava açmış adama.
0
lykos
(10.04.07)
polisin "abi sen camdan at gerisini bize bırak" demesiyle kanunun modernliğinin alakası yoktur. polisin bu yaptığı da suçtur. elmalarla armutlar güzel meyvelerdir.
0
colg fusion
(10.04.07)
otoyolda (tem e5 vs) karşıdan karşıya geçen adama çarpınca suç olan bir ülkede hırsıza saldırmakta suçtur.

şimdi bu şerefsizlerin tek başına olmadığını düşünürsek dövüp bırakmak akıllı bir iş değil. dövüp polise teslim etmekte polislerin çoğu için normal bir hareket (kendileri dövemiyorlar vatandaşa dövdürüyorlar artık) ama gene hırsız dönüp pislik yapabilir.

en iyisi adamı içeri girmeden engellemek. yani gerekli önlemleri almak yada camda kapıda bağırarak kaçırmak. bir kere camımdaki hırsıza gel lan buraya diye bağırıp kovalamıştım. iyi koşuyorlar.

evin içinde hırsız var ise en iyisi bence bırakın uyuyor numarası yapın.

hiç bir mal canınızdan önemli değil.
0
darknum
(17.04.07)
(5)

the office izeleyen yok mu?

chavezding
neden kimse izlemiyor. çok şey kaçiriyosunuz valla. :)bu arada us versiyonunun üçüncü sezon torrent ini ariyorum. var mı elinde olan?
neden kimse izlemiyor. çok şey kaçiriyosunuz valla. :)

bu arada us versiyonunun üçüncü sezon torrent ini ariyorum. var mı elinde olan?
0
chavezding
(06.04.07)
izliyorum :)
0
aviator
(07.04.07)
entourage bitsin başlamayı planlıyorum nasıl var mı iddialarınız seinfeld'e 10 basar friends bunun yanında halt etmiş vs?
0
montreal
(07.04.07)
abi ofis'in ricky gervais versiyonu makbul diyolar. amerikalıların yapabildiğini tahayyül edemedim hala.
0
frank n furter
(07.04.07)
bence en guzeli kahkaha efektlerinin olmamasi. esprileri yakalamak icin dikkatli izlemek gerekiyor. belki bu yuzden kime izlettiysem sıkıldı. alismisiz gevrek esprilere.

us versiyonu ile basladigim icin de korkuyorum simdi uk yi izlemeye. belki bu bittikten sonra...
0
🌸chavezding
(07.04.07)
bunun us versiyonu mu uk versiyonu mu daha makbul ?
indireyim istedim..
0
sourlemonade
(07.04.07)
(3)

patent falan

kibritsuyu
şimdi herkesin olduğu gibi benim de aklıma zaman zaman "şöyle bir şey olsa ne güzel olurdu" diye icatlar geliyor. bu akla gelen icatların patentlerini almak mümkün müdür? tabii ki ütopik bir şey değil. yani "suyla çalışan araba olsa keşke" diyip patentini almaya çalışmak gibi bir saçmalıktan bahsetm
şimdi herkesin olduğu gibi benim de aklıma zaman zaman "şöyle bir şey olsa ne güzel olurdu" diye icatlar geliyor. bu akla gelen icatların patentlerini almak mümkün müdür? tabii ki ütopik bir şey değil. yani "suyla çalışan araba olsa keşke" diyip patentini almaya çalışmak gibi bir saçmalıktan bahsetmiyorum. örneğin sözlüğe de yazmıştım kendi kendini karıştıran tencere diye. muhallebi, çorba gibi sürekli karıştırmayı gerektiren şeyler için motorlu, kendi kendini karıştıran tencere. dün akşam televizyonda gördüm biri yapmış bunu. ama ben mühendis değilim, tasarımcı değilim. bunu prototip olarak çizip, tasarlayıp, üretip de patentini alma şansım yok. sadece fikrin patentini alabilmek gibi bir şey mümkün mü?
0
kibritsuyu
(06.04.07)
seninkiler patentten ziyade faydalı model kapsamına giriyor sanırım, faydalı modelin belgesini almak icin de prototip gerekmiyor diye biliyorum. turk patent enstitusunun basvuru sartları ve formlarına bakmakta fayda var : www.tpe.gov.tr
0
portishead
(06.04.07)
NTV'yi izledin herhalde. Keşke devam etseydin izlemeye patentle ilgili bir firmanın sahibi güzel bilgiler vermeye çalıştı. Bana faydalı oldu şahsen.
0
ozdek
(06.04.07)
aslında patentte de prototip gerekmiyor. çünkü şayet işkembeden sallayıp bir buluş patentlersen, bundan zaten para kazanamazsın, bunun peşine düşecek adam da çıkmaz. uzmanlar da zaten sana prototipini incelemek üzere zamanlarını teslim etmezler, çok meşgul ve sinirli adamlardır kendileri. ayrıca patenti sadece türkiyede alman bir işe yaramaz. uluslararası yollardan, veya avrupa patenti başvurusuna gircen (yine de önce türkiye'de rüçhanlı bi başvurunun olması akıllıca olur).

Yapılması gereken şey, bir buluşun olduğunda, buluşun emsallere karşılık yenilik arz edip etmediğini bulmak. Bunun için de patent araştırması ile iştigal eden birileri gerekiyor (netten de yapılabiliyor ama meşakkatli bi olay). Çünkü uzmanın da inceleme sırasında izleyeceği yol bu. Sen ödevini yapmazsan, ve benzer buluşlar, veya buluşların birkaçının bileşimi ile senin buluşun ortaya çıkabiliyorsa, o buluş patent alamıyor. Maliyet korkunç zaten. Bugün bir avrupa patenti başvurusu sırf 4000 euro'dan başlıyor. Sonra incelemelerin parası vs. derken soğana dönüyorsun. Nooluyo sonra. 20 yıl korunuyo. Pöh.
0
frank n furter
(07.04.07)
(4)

pantone kataloğu - ral kataloğu

ndg
yahu bu grafikerlerde falan var. fıstık gibi bi olay. her sayfada renk kodlarına göre koparıp verilebilen parçacıklar var her renk için. nerde satılıyo abiler o kataloglar?öte yandan mimarların kullandığı ral kataloğunu nerden bulabiliriz? bu iki katalogların eşlenik renklerini gösteren bi sistem va
yahu bu grafikerlerde falan var. fıstık gibi bi olay. her sayfada renk kodlarına göre koparıp verilebilen parçacıklar var her renk için. nerde satılıyo abiler o kataloglar?

öte yandan mimarların kullandığı ral kataloğunu nerden bulabiliriz? bu iki katalogların eşlenik renklerini gösteren bi sistem var mıdır?
0
ndg
(05.04.07)
benim bildiğim pantone bunları kendi satıyo. zaten her iki yılda bir mi ne, renkler solacağı için (yani teoride) yenilemen gerektiğini söylüyorlar. fiyatı tuzluydu galiba biraz. diğer bir yandan, adobe programlarında buna direk erişimin de olabiliyor, o zaman kataloğa gerek kalır mı bilmiyorum.
0
frank n furter
(06.04.07)
Ral kataloğu ve pantone kataloğu normalde satılır. Ama bazı firmalar promosyon olarak bunları verirler. İyi müşterilerine ve bayilerine tabi. Örnek: Marshall, DYO, Filli Boya Ral kataloglarını gördüm. Pantone için ise farklı kağıtlara göre farklı kataloglar olması lazım bu işle uğraşanlardan bulunabilir ama tanıdık yoksa en iyi ihtimal fuarlardan falan elde edilebilir.
0
ozdek
(06.04.07)
Şurada bir şeyler var. Sözlükteki başlığından buldum. Gerçi büyük ihtimal bakmışsınızdır ama;

www.bigumigu.com

Bir de arkadaşım var kuaför ona bi sorayım vardır belki elinde ya da benzer bir şey.
0
colonizer
(06.04.07)
Bir de Emule'de var konuyla (sanırım) ilgili çokça döküman ve programlar. İsterseniz bi göz atın.
0
colonizer
(06.04.07)
(6)

Dire Straits.. Ama ne??

agent orange
Merhaba yine ben,Bugün şarkıyı kafaya takma günüm. Konuya geçeyim; bu adamların uzun mu uzun bir şarkısı var ve 1-2 dakika sonra sözler bitiyor ardından Marc abi gitarını konuşturuyor, ben diyeyim 6-7 dakika. Sadece elektro gitar, bateri ve yanlış duymadıysam def de var. Şarkının seyri hüzünlü. Şark
Merhaba yine ben,
Bugün şarkıyı kafaya takma günüm. Konuya geçeyim; bu adamların uzun mu uzun bir şarkısı var ve 1-2 dakika sonra sözler bitiyor ardından Marc abi gitarını konuşturuyor, ben diyeyim 6-7 dakika. Sadece elektro gitar, bateri ve yanlış duymadıysam def de var. Şarkının seyri hüzünlü. Şarkı indirip yanılmaktan ağlıyorum şu an. Bilen gören varsa lütfen.
0
agent orange
(31.03.07)
tunnel of love olmasın sakın?
0
alfred hickorkmaz
(31.03.07)
ben de private investigations diye sallayayim. doğru değilse bile süper şarkıdır nasılsa, kazançlı çıkarsın :p
0
frank n furter
(31.03.07)
"sultans of swing" olmalı ama sözler 4:48'de bitiyor, gitar sonra konuşmaya başlıyor.. gerçekten konuşuyor ama :P
0
error 6
(01.04.07)
keşke içinde geçen bir iki kelimeden de bahsetseydin. benim de on every street diyesim geldi. parça o kadar 6-7 dakika falan sürmüyor ama tarife çok uyuyor.

edit: diğer arkadaşlar için yazıyorum, bu değilmiş.
0
rachel
(01.04.07)
tam olarak aradığın "sultans of swing live at royal albert hall" şarkı 13 dakika 16 saniye, ve 6-7 inci dakikadan itibaren sözler bitiyor, bir sessizlik oluyor, bir süre sonra hafif bir piyano giriyor ve ondan hemen sonra piyano çekilirken mark abimiz kuvvetli başparmağıyla gitarını konuşturmaya başlıyor ve şarkı bitene kadar bizi mest ediyor. eğer elinde yoksa gönderebilirim bir ara
0
jkulakwalker
(01.04.07)
eaaah sonunda buraya yazabildim. romeo & juliet olması ihtimaller dahilinde.
0
jamsession
(12.04.07)
(8)

burun spreyi ve zararları

ravioli
5-6 senedir burun spreyi(otrivine, farial flixonase..hangisi denk gelirse artık) kullanıyorum.,elimde her gören 'kullanma olm onları çok zararlı' diyor, kimine göre kemik eritiyormuş kimine göre beyin hücrelerini yok ediyormuş... prospektuslarda pek bi halt yazmıyor sadece arasıra çarpıntıya neden o
5-6 senedir burun spreyi(otrivine, farial flixonase..hangisi denk gelirse artık) kullanıyorum.,
elimde her gören 'kullanma olm onları çok zararlı' diyor, kimine göre kemik eritiyormuş kimine göre beyin hücrelerini yok ediyormuş... prospektuslarda pek bi halt yazmıyor sadece arasıra çarpıntıya neden olduğu belirtilmiş, doktora sorduğumda yarım yamalak bişeyler geveledi, anlamadım.
cidden zararlı mı bu spreyler?
0
ravioli
(30.03.07)
prospektüsünde "x günden fazla kullanmayınız" gibi bir ibare varsa kullanmayınız. spreyleri bilmiyorum ama sulfarhin isimli burun merheminin prospektüsünde "1 haftadan fazla kullanmayınız" gibi bir şey yazıyor. ama mal bir doktor (işini düzgün yapan doktorları tenzih ederim) "bu merhemi geceleri yatmadan önce sür, burnunu rahatlatır" diyerek verdi. doktor verdiği için prospektüs okuma ihtiyacı duymadım. 3 sene kadar her gece kullandıktan sonra, durmayan burun kanamaları başladı. başka bir doktora gittim. kullandığın ilaç var mı diye sordu. "3 senedir sulfarhin kullanıyorum" diyince adam afedersin zik görmüş gibi gözlerini öyle bir faltaşı gibi açtı ki korktum ben. "naaptın sen. en fazla 1 hafta kullanılır o" dedi. endoskopiyle burnuma baktı ki damarlar feci halde. ilacı bıraktım, geçti kanamalar. demem odur ki prospektüste yan etki yazmasa da belirtilen sürelerden fazla kullanmayınız. doktora bile güvenmeyiniz hatta bu konuda.
0
kibritsuyu
(30.03.07)
otrivine bildiğim kadarıyla seyreltilmiş hcl. e zararı da olsun artık.

eğer burun çok problemli değilse okyanus suyu iş görür. zararsızdır da.
0
agk
(30.03.07)
benim peder 20 yıldır alışkanlıktan kullanıyo. ama sorun şurada ki, bu bir süre sonra işlevsel olmaktan çıkıyo zaten. sıksan da sıkmasan da burun tıkalı dolaşıyon. böyle bişi de nasıl alışkanlık yapar anlamam hani.
0
frank n furter
(30.03.07)
"otrivine" kullandim ameliyatim oncesinde sinuzit gecirme amacli. 5 gunden fazla kullanma diyodu ama biraz fazla kullanmistim sanirim.
kime soylesem "neeeeee, delirdin mi" demisti.

en bilimsel olmayan cevap oldu bu ama ozellikle diger bazi ilaclarla kullanildiginda berbat etkileri var.

(bkz: sinuzit/@la traviata)
0
la traviata
(30.03.07)
alışkanlık değil bağışıklık yapıyor. kullanmadığınız taktirde burnunuz kapalı oluyo ilk başlarda. sonra kullansanız da kullanmasanız da tıkalı oluyo. daha doğal şeyler kullanılmalı.ben de de var o tıkanıklık olayı ama kisin daha fazla. deviasyon operasyonu gecirdim pek faydasini gordugumu soyleyemem. sanirim alerjik bi sey.
0
nihilanth
(30.03.07)
sprey kullanmak yerine ,neden spreye ihtiyaç duyduğunuzun araştırılması gerekiyor.deviasyon,konka hipertrofisi vsvs.
konka hipertrofisinde , ses dalgaları ile et , küçültülebiliyor.ben yaptırdım mesela , kolay , acısız bir işlem.
0
marcelorios
(30.03.07)
hasta olduğumda şans eseri otrivine kullandım, ne diyim icat edeni, bulanı gözlerinden öperim 10-15 dk içerisinde burnum tamamen açıldı, koku alma duyusunu köreltiyor diyenlerin aksine yediğim yemeklerin tadını almaya başladım. burnum kopsa gene kullanırım.
0
kimlanbu
(30.03.07)
piyasadaki tüm kimyasal burun spreyleri kısa süreli kullanım içindir ve gerçekten de bu doz olayına dikkat edilmez "aman oh mis gibi açıldı kanallar" denilip habire abanılırsa ciddi sorunlara yol açabilirler.
burnunuzu açmak için gün içinde sık sık spreye ihtiyaç duyuyorsanız, yani sorununuz bakterilerle değilse, sterilize edilmiş deniz suyu satıyorlar bu iş için. burun ameliyatımdan sonra bana "stérimar" diye böyle bir sprey verdi doktor. çok faydasını gördüm. en güzel yanı ise sadece deniz suyu olduğu için hiçbir yan etkisinin olmaması ve günlük kullanım için üretilmesi. yani yıllarca kullansan da kemiğin filan erimiyor, en fazla denize dalıp çıkmak gibi...

boş zamanlarımda prospektüs okuduğumu inkar edemem...
0
morella
(30.03.07)
(11)

Gitar Kıran Gitarist

darknum
Demin 2. kere H.C. Örter denen gitarist kılıklı adamın gitar kırma videosunu izledim de. Aklıma takıldı. Şimdi ben her türlü gitar kırma enstrüman parçalama (bonzo'nun baget kırması hariç) olaylarına karşıyım (tabii gaza gelip istemeden davulu patlatmak gibi olayları saymazsak) yani punk munk tipler
Demin 2. kere H.C. Örter denen gitarist kılıklı adamın gitar kırma videosunu izledim de. Aklıma takıldı. Şimdi ben her türlü gitar kırma enstrüman parçalama (bonzo'nun baget kırması hariç) olaylarına karşıyım (tabii gaza gelip istemeden davulu patlatmak gibi olayları saymazsak) yani punk munk tipleri sevmiyorum.
Neyse soruya gelirsek
virtüözlerden bunu yapan var mıdır?
ne bileyim Jimi Hendrix hiç gitar kırmış mıdır? Yada Blackmore ? Yada diğerleri?
0
darknum
(29.03.07)
yamulmuyosam bi g3 konserinde malmsteen kırmıstı sevgili darknumcum,ama malmsteen'i virtüöz kategorisine sokar mısın bilemem : )
0
alwaysdrunk
(29.03.07)
Üstadların hazinesi gibidir enstrumanı, o yüzden çoğunluğu kırmaz sanırım. Yani hiç denk gelmedim diye hatırlıyorum. Mesela Paco gidip de gitarını kıracak ha? Olmaz öyle şey.
0
colonizer
(29.03.07)
jimi hendrix bir videoda gitarin uzerine biseyler dokup (alkol sanirim) atese veriyor daha naapsin. ayrica dunya capinda her unlu gitaristin birkac gitar kirma olayi vardir diye tahmin ediyorum, ne de olsa seyirciyi de gaza getiren bisey, sahne sovu olarak gormek lazim...
0
jupiterianvibe
(29.03.07)
enstrumanini parcalayan sanatcidan hayir gelmez derim ben nacizane.
yani bu tarafta bisi olmadiysa bile,
oteki tarafta kovalar o gitar o insani.

h.c. orter gitari kiramamistir bu arada, canagi kirmistir.
0
la traviata
(29.03.07)
Çoğu gitarsit ünlü olmadıkları zamanlarda kendi paralarıyla aldıkları gitarları kırmaz zaten. Konserlerde çalmaları için gitar firmalarının sponsor oldukları gitarları kırarlar gönül rahatlığıyla. Fender, Ibanez vs bana da konser başına 4 gitar verse ben de kırarım şov için :)
0
crown
(29.03.07)
#1980246 no.lu entarimde de belirtmiş olduğum üzere kurt cobain zamanında şöyle buyurmuş:
"gitarları kırmaya alışmıştım çünkü yeterince verim alamaz ve sinirlenirdim ama şimdi iyi aletlerle çalışıyoruz ve onları kırmak istemiyorum"
0
rachel
(29.03.07)
Malmsteen de bu olayı iyi yapar.
0
fredi
(29.03.07)
jimi yaktı, blackmore da kırdı, hatta kırıkken çalmaya devam etti. blackmore hatta amfilerini filan da yakmayı seven bir insan görünümündedir..
0
mestre
(29.03.07)
kantri bi şarkı vardı bunu kınayan da adını unuttum. cobain kırdıydı mesela, ama power akoruyla kariyer yapmış adam kırsa noolur kırmasa noolur. ne kadar komplike o kadar az kırma dökme gibi bir ölçüt vardır bence. speedcileri katmıyom ama bu kategoriye.
0
frank n furter
(29.03.07)
malmsteen yapar bunu.hatta parcalarinida seyircilere atar. buralara gelsede guzelim fenderinin sapini,manyetigini kafama atsa keske.
0
jacksor
(08.04.09)
o diil de udunu kıran bir udi vardı. meslektaşlarından çok tepki almıştı
0
tan vakti
(14.06.09)
(6)

olympos da kalacak yer

denize karsi icen keci
arkadaşlar 1 geceliğine olympos ta konaklamak istiyoruz. önerebileceğiniz bir pansiyon var mıdır? yalnız mümkünse tuvalet/duş odada olsun ve odalar dışarıdan izole olsun (ağaç arası açıklıklar oluyomuş da). türkmen pansiyon ile ilgili yazılanları okudum. başka yer önerisi olan??
arkadaşlar 1 geceliğine olympos ta konaklamak istiyoruz. önerebileceğiniz bir pansiyon var mıdır?
yalnız mümkünse tuvalet/duş odada olsun ve odalar dışarıdan izole olsun (ağaç arası açıklıklar oluyomuş da).
türkmen pansiyon ile ilgili yazılanları okudum. başka yer önerisi olan??
0
denize karsi icen keci
(25.03.07)
(bkz: orange pansiyon) diyor her konustugum kisi.

www.olymposorangepension.com
0
la traviata
(25.03.07)
ben orange'dan memnun kalmıştım geçen yaz.
0
dumur
(25.03.07)
sheriff pansiyon süperdir, samimidir, çok güzel akustik müzisyenler birden çıkagelir. ayar vermek gibi olmasın ama "oda kral olsun" temennisi olimposa gitmemek için hala iyi bi sebeptir. ortam temiz, korkacak bişi yok.
0
frank n furter
(26.03.07)
kesinlikle orange pansiyon derim bu gectigimiz sonbahar gitmis biri olarak.
0
islakkedicorbasi
(26.03.07)
sheriff pansiyon candir. ilker isimli bir calisanlari var. adam istanbula gelince bile bizi ariyor ben istanbula gelcem buralardan kum falan ister misiniz diye soruyor. yemekler sahane asla ac kalmiyorsun.
0
mat couthon
(26.03.07)
hemen daphne derim
0
taylor durden
(26.07.07)
(3)

1996 Gırgır Sayıları

dewres
gırgır dergisinin 1996 yılına ait sayılarını bulabileceğim kişi, kurum ya da kaynak bilen var mıdır? kendisi yoksa soft-copy'si de olur.
gırgır dergisinin 1996 yılına ait sayılarını bulabileceğim kişi, kurum ya da kaynak bilen var mıdır? kendisi yoksa soft-copy'si de olur.
0
dewres
(14.03.07)
ya o değil de, orda benim gönderdiğim bi karikatüre cvp gelmişti, sanırım yıl 96 idi. adamlar "karikatürünüzü sakıncalı olduğundan yayımlayamadık" yazmışlardı. göğsüm kabardıydı valla.
0
frank n furter
(14.03.07)
olsa olsa sahaflarda vardır beyoğlunda oraya bak istersen.
0
sathaner
(15.03.07)
şurada var:
(bkz: komikçi dükkanı)
0
kantelem
(15.03.07)
(2)

mezartaşı yazısının fontu

tabudeviren
http://www.ccmac.com/genealogy/tunnell/Odie-Thomas%20Cardwell%20grave.JPGadresinde "cardwell" yazısının fontu nedir? times new roman değil herhalde?
www.ccmac.com

adresinde "cardwell" yazısının fontu nedir? times new roman değil herhalde?
0
tabudeviren
(14.03.07)
"Centaur" olabilir mi?
0
blackdog
(14.03.07)
Adobe Garamond ve Trajan Pro'ya da cok benziyo. Ama R'nin uzun kuyruğu ve E'nin yüksek orta çizgisi olayı bozuyo. bence boktan bi font. ölünün arkasından da konuşuveririm böyle.
0
frank n furter
(14.03.07)
(5)

yolcu uçakları için zıplayan koltuklu para$üt

nihilanth
feci bi uçak fobim var. ne zaman binerim bilmiyorum. aklıma şöyle bir şey takılıyor uzun süredir, bu savaş uçaklarında falan zıplayan koltuk oluyor ya hani,pilot sağ kurtuluyor dü$me esnasında, aynı şey normal yolcu uçaklarına da yapılamaz mı her koltuk için.. bunu dü$ünen yok mudur? olsa süper olma
feci bi uçak fobim var. ne zaman binerim bilmiyorum. aklıma şöyle bir şey takılıyor uzun süredir, bu savaş uçaklarında falan zıplayan koltuk oluyor ya hani,pilot sağ kurtuluyor dü$me esnasında, aynı şey normal yolcu uçaklarına da yapılamaz mı her koltuk için.. bunu dü$ünen yok mudur? olsa süper olmaz mı, kimse ölmez, hayat ne güzel olurdu falan. hem ben de binerdim o vakit.

basınçtır,masraftır teknik bilgilerim yok yalnız epey merak ediyorum bu olayı.
0
nihilanth
(14.03.07)
o koltuğun itici gücüne Haluk FrequentFlyer dayanmaz, gforsdan ölür gider. Ama fikrin gerçeküstülüğü çok çekici geldi sanırım resmini çizcem. 330 yolcu birden gövdenin tepesinde birbirinin dötünü öpüyo böyle, muazzam. hahay ilahi
0
frank n furter
(14.03.07)
seninki de iyi fikir.çiz sen o resmi odama asarım bak :)
0
🌸nihilanth
(14.03.07)
uçağın tavanı(?) ne olacak? herkes kafayı oraya çarpmıycak mı?

ps: her türlü sazanlık hakkım saklıdır.
0
pispinti
(14.03.07)
aşırı masraflı olduğu için şimdiye dek ciddi ciddi düşünülmemiş bir fikir bu.

onun yerine uçak düşerken yolcu kabininin komple uçaktan ayrılıp büyük birkaç paraşütle yere inmesi fikri düşünülmüş. sonradan fazla masraflı olacak diye ondan da vazgeçilmiş.

birkaç yıl önce küçük bir uçakta (4-5 kişilik) tehlike anında açılan paraşüt fikri denenmiş. bunda uçağın tamamı, paraşütle yere iniyor. başarıyla test edilmiş bir yöntem olarak bu var, ama büyük uçaklara uygun değil.

havacılık teknolojisinde, uçağın tehlikeye girmemesi için yoğun çaba sarf edilir. tehlikeye giren uçağın ve yolcularının kurtarılması konusundaki tedbirlerse hep arka plana itilir, çünkü aşırı masraflıdır.

bir ara bu konuyla ilgili bir entry yazayım.
0
actionary
(14.03.07)
fırlatma koltuğu mantıklı gibi duruyor ama bunun için uçağın tavanını patlatacak bir adam lazım. kafası bozulmuş bir teroristin bunu yapma ihtimali yüksek.

ayrıca fırlatma anında birbirine çarpmaların engellenmesi için mükemmel bir senkronizasyon gerekli ki bilgisayar desteksiz olması düşünülemez. eğer hata olursa kahvaltıda tokuşan yumurtalara döneriz

yere indikten sonra kafamıza başka bir yolcunun inme olasılığı yüksek, ayrıca filmlerden izlediğim kadarıyla koltuktan paraşütü açmadan önce kurtulmak gerekli. yani son atlayanların koltukları hala inmekte olan birisine çarpabilir.

denize/okyanusa düştükten sonra can yeleği sayesinde ancak anormal hava şarları yoksa bir süre dayanılabilir. hipotermi riski çok yüksek.

ayrıca okyanusa düşüldüyse köpek balığı saldırısı ihmali de yüksek. bol bol yaralı olacağı için sanırım okyanusta can pazarına döner orası.

yolcular üzerlerinde normal kıyafetleri olacağı için bazı durumlarda -30, -40 gibi sıcaklıklara maruz kalacaklar. deli gibi rüzgar olacağı için hissedilen sıcaklık daha da düşük olacak ve buz kalıbına dönecekler.

en önemlisi araştırmalar için milyar dolar milyar dolar gerekecek ve insan hayatı henüz bu kadar değerli değil.
0
kimlanbu
(14.03.07)
(6)

ekşi sözlüğe aynı anda farklı browserlardan giriş yapılabiliyor mu?

answer the questions
misal önce internet explorer ile ekşi sözlüğe login oldum diyelim. beşte dakika sonra internet explorer penceresinde logout olmadan bu sefer misal firefox ile login olabilir miyim? ssg loglarda bunu görür de bu duruma kıllanıp şunun hesabını sileyim der mi?
misal önce internet explorer ile ekşi sözlüğe login oldum diyelim. beşte dakika sonra internet explorer penceresinde logout olmadan bu sefer misal firefox ile login olabilir miyim? ssg loglarda bunu görür de bu duruma kıllanıp şunun hesabını sileyim der mi?
0
answer the questions
(11.03.07)
haliyle IP ayni. Bi bok olmaz. Browser'in kendi tracking cookiesiyle alakali senin tarafinda.
0
frank n furter
(11.03.07)
deneyimledim. sorun yok.
0
kabizcik
(11.03.07)
hem opera hem de maxthon gibi guzide iki browserdan denedim catır cutur calısıyor. ssg ye selam edesim bile var su an. hatta duyurunun bi kısmını opera bi kısmını da maxthon dan yazayım diye fantezi yapıyordum usendim sonradan.

neyse; aynı ip aynı bilg den girdiginiz için sorun yok bir sey olmaz. sunucu tarafındaki kayıtta paranoya yapmadılarsa ip cıkıyordur sadece. logout olmasanız da olur timeout suresi dolunca kendisi sozlukten cıkartır zaten[10 ya da 15 dk sanırım]. bir de guvenli olması acısından siz yine de cıkıs tusunu kullanarak cıkıs yapın.
0
bryan fury
(11.03.07)
süper öyleyse
0
🌸answer the questions
(11.03.07)
ayni bilgisayar oldugunu anlamak? alala
cookielerden bilgisayar bilgiside mi alinabiliyor artik, mac adressi mi aliyor? nedir?
0
entrapmen
(11.03.07)
evde int. bağlantımı switch ile paylaştırdım, dışarıdan bakan iki bilgisayarın ip sini de aynı görüyor. aynı tekniği zamanında ogame de uyguluyordum. evde 2 bilg. var diye operatöre mail attıktan sonra hesaplardan birisini explorer ile diğerini firefox ile açıyordum. zamanında yakalayamadılar sanırım sözlükte de özellikle takip etmedikleri sürece farkedemezler.
0
kimlanbu
(11.03.07)
(5)

photoshop cs 2 de renk profili sorunu.

dirk pitt
şimdi sorun şu; photodhopa bir imaj atınca (.psd veya jpeg farketmiyor), imajın orjinal rengi değişiyor ve kafasına göre program profil atıyor. ve ben edit menusunde ki profil kısmından anparsam yapayım bir türlü düzeltemiyorum. bu durum uninstall edip tekrar yükleyince düzeliyor sonra yeniden başlı
şimdi sorun şu; photodhopa bir imaj atınca (.psd veya jpeg farketmiyor), imajın orjinal rengi değişiyor ve kafasına göre program profil atıyor. ve ben edit menusunde ki profil kısmından anparsam yapayım bir türlü düzeltemiyorum. bu durum uninstall edip tekrar yükleyince düzeliyor sonra yeniden başlıyor. sanırım profil ayarları baskı işi için ve ben baskı ile uğraşmıyorum ve dolayısı ile bilgim yok. onca ayar arasından da deneye yanıla uğraşacak zamnaım ve sabrım da yok. ve bu duruma acil bir çzöüm bulmam gerekiyor. ve lütfen çözümler "uninstall et düzelir, format at düzelir, kurcala düzelir" şeklinde olmasın... cidi ayrıntılı ve karmaşık olamayn cevap lazım, teşekkürler. (özeti: delirdim ulan 3. kez oluyor aynı problem.)
0
dirk pitt
(06.03.07)
abi standart rgb renk profili olarak install et. acep cmyk rgb farkı olabilir mi? sen cmyk'yi rgb profili ile açıyosundur belki. Son olarak olayı tespit etmek için rgb kodlarını tespit et başka bi makinada, sonra hsb slider ile eski haline getir. Nasılsa değişiklikler rölatif olarak gerçekleşiyor (yani bir renk doğrulanırsa diğerleri de cuk oturur gibi bi teori üretmiş olayim).
0
frank n furter
(06.03.07)
acaba windows un color management araciyla ilgili bir sey olabilir mi? belki oradaki default lara gore falan degistiriyodur ps.
0
chavezding
(06.03.07)
bir belge açtığınızda zaman zaman ekranda bir soru çıkar, "renk profilleriniz adobe bilmemne ile customize ister misin cart curt" diye..bu uyarıyı fotoşop vermez, windows verir. dolayısıyla çarenizi windowsda aramalısınız..denetim masalarında adobe gamma diye birşey vardır, mıncırınız:)
0
elinherifi
(07.03.07)
durun!

bu sorunun bir çözümü var. yanlış hatırlamıyorsam şöyle:

edit -> color settings yapıyorsunuz.
açılan pencerede "color management policies" sekmesinin altında (sekme neydi yav?) "profile mismatches"a tick atıyorsunuz. böyle olmalı.

eğer işe yaramazsa bir mesaj daha atınız, kendi photoshop'umda test eder, size söylerim.
0
actionary
(07.03.07)
bir dakika...

"color management mismatches"a tick attıktan sonra resmi açarken, "embedded profile mismatch" diyalog kutusu çıkacak.

en alttaki seçenek olan "discard the embedded profile"ı seçin.

bunu her resimde soracak, ama bir süre sonra alışıyor insan :) başka bir yolunu bulamamıştım ben.
0
actionary
(07.03.07)
(6)

koduğumun torrent'i

kibritsuyu
mart ayı başlar başlamaz "3 gb limitli internetimizin limiti sıfırdan başladı heyoo" diyerek iki adet film indirdim torrent'ten. filmlerin biri 700, biri 900 mb. büyüklüğünde. yani toplam 1600 mb'lık film indirdim. ertesi gün ttnet'ten kota bilgilerine baktım ki o da ne? mart ayı kullanılan kota 270
mart ayı başlar başlamaz "3 gb limitli internetimizin limiti sıfırdan başladı heyoo" diyerek iki adet film indirdim torrent'ten. filmlerin biri 700, biri 900 mb. büyüklüğünde. yani toplam 1600 mb'lık film indirdim. ertesi gün ttnet'ten kota bilgilerine baktım ki o da ne? mart ayı kullanılan kota 2700 mb. neredeyse doldurmuşuz da haberimiz yok. nasıl oluyor yahu bu olay? işin garibi her ay aynı şey oluyor ama bu ay bu kadar bariz oldu. her ay "ooh 3 gb ile 700'er mb'dan dört tane film indiririm" diyorum ama hiçbir zaman ikiden fazla da indiremiyorum, kota doluyor. nasıl oluyor bu? çifter çifter mi yazıyor telekom?

hayır başka bir şey indirmedik. en fazla ıvır zıvır döküman indirmişizdir 100 mb'ı geçmeyen.
0
kibritsuyu
(05.03.07)
ben de torrent kullanıyorum. torrent programları torrent bilgilerini genellikle yarım saatte bir güncellerler arka planda. ancak bunun ortaya çıkaracağı ekstra yük saatte 3-5 mb download/upload'ı geçmez. torrent'i yeniden başlatmadığınız sürece böyle bir şey olması imkansız. torrent programı dosyayı indirir sonra da kaynak olarak seed eder. seed ederken de sadece upload yapar. internet bağlantınızı başka bir şey (trojan/virüs) sömürüyor olabilir. bir dahaki aya netlimiter falan kurup bir de oradan istatistik tutun. ayrıca torrent programı da genelde aşağıdaki status bar'da kaç mb indirdiğinin hesabını tutar oradan bakın.

edit : bir de şöyle bir şey var ki birçok kişinin netlimiter'da tuttuğu istatistik ile ttnet'in istatistikleri uyuşmuyor. ttnet'te 40 gb gözükürken netlimiter 35 gb diyor falan böyle.
0
colg fusion
(05.03.07)
Utorrent'te falan hash hatası olan parçalar yeniden download ediliyor. Muhtemelen diğer torrent clientlarında da aynı durum geçerlidir. Ama bu da 700mb'ta ortalama 60-70mb ı bile bulmaz genelde.
0
ntldr
(05.03.07)
adsl kotasında da tam var mı bilmiyorum ama, ben gprs ile bağlandığımda ki o da byte ile ücrenlendiriliyor. 1 mb indirgidigmde 500-600 kb da vri gönderiliyor. yani aslinda 1 mb bana 1.5 mb a falan maloluyor.
bir de paylaşım programlarında senden de birşeyler alabiliyorlar ve o veriler de kotana yazılıyor olabilir
0
efruz
(05.03.07)
telekom un o verileri yardirdigi seklinde cok sikayet var. sizinki de muhtemelen oyledir. sizinkini sisirmisler benimkini ise dusurmuslerdi. 150 gb download yaptigim halde sadece 2 gb indirmis gorunuyordum...

yok ben telekom'a guveniyorum derseniz dumeter tarzi bir program indirin ve emin olun ne kadar ne indirdiginizden. ha sonucta ne yapabilirsiniz? hicbir sey.
0
entrapmen
(05.03.07)
lan tutcan bilirkişiyi, random olarak dolaştırcan savcı eşliğinde, kıskıvrak sikcen. kabloda bi amca vardı, iyi yakalamıştı bu adamları da vakayı hatırlamıyom.
0
frank n furter
(05.03.07)
şöyle yeni bir şey öğrendim ki önceki ayın son gecesi yapılan download yarına geçebiliyor. telekom bilgileri session olarak alıyormuş. yani modeminizi 31 aralık saat 21'de açtınız ve ertesi gün kapattınız. bu durumda ertesi aya geçebiliyormuş bilgiler ya ya.
0
colg fusion
(08.03.07)
(7)

80 lerde dinazorlu bir dizi-çizgi film değil- vardı ama neydi.

comptrol
Bu dizi deki-çizgifilm değil- baş karakterlerin evi bir yanardağın yamacında kuruluydu. hatta evin ilkokula giden çocuğu ilkokul projesi için bu yanardağdan faydalanarak jeotermel enerji filan elde etmişti. bi de kız kardeşi vardı galiba, pek fazla bişey hatırlamıyorum maalesef. bi buldurun be...
Bu dizi deki-çizgifilm değil- baş karakterlerin evi bir yanardağın yamacında kuruluydu. hatta evin ilkokula giden çocuğu ilkokul projesi için bu yanardağdan faydalanarak jeotermel enerji filan elde etmişti. bi de kız kardeşi vardı galiba, pek fazla bişey hatırlamıyorum maalesef. bi buldurun be...
0
comptrol
(03.03.07)
(bkz: denver the last dinosaur) mu?

www.youtube.com

edit: ups cizgi film diil demissin simdi farkettim.
0
la traviata
(03.03.07)
bi de şey vardı ya, çok muazzam gerçekçi kuklaların olduğu bi dizi. jurassic'ten gaz alarak yapmışlardı galiba. sen 63 milyon yıl sonra dinozoru yeniden popüler et. amerika işte.
0
frank n furter
(03.03.07)
denver vardı onu izlerdim ben.
0
cha
(03.03.07)
yanıtlarınız için çok sağolun ama, denver adlı çizgi filmi biliyorum o değil, zaten ben çizgi film aramıyorum, dizi arıyorum. dizideki karakterler insansı, evcilleşmiş dinazorlardı. haliyle baba işe, çocuklar okula gider, anne de ev hanımlığı yapardı. bi buldurun ya. bakın bulursanız, mr.eko nun kara dumanla son buluşmalarında onun havada "haç şeklinde savrulacağını" söyleyeceğim size.
0
🌸comptrol
(03.03.07)
frank n furter in dediği gibi bir dizi ben de hatırlıyorum hayal meyal. İnsanlar falan da vardı galiba. Jurassic Park'ın popülaritesinin tavan yaptığı bir dönemde trt'de mi ne yayınlanmaya başlamıştı. Hatta t-rex in deli gibi oraya buraya koşturduğunu anımsıyorum. Yarı animasyon yarı insanların rol aldığı bir şeydi. İsmi konusunda hiçbir fikrim yok malesef :)
0
ntldr
(03.03.07)
duyuruyu ve cevaplari okuyunca hatirladigim şu dizi vardi(dinosaurs'mus adı):

imdb.com
0
ainothia
(03.03.07)
çok sağolasın ainothia,nihayet adını öğrenebildim bu dizinin.bu bebek de galiba içlerinde en zeki olanıydı, neyse.4 sezonundan 3ü torrent olarak mevcutmuş, yaşasın :D
0
🌸comptrol
(03.03.07)
(10)

artriz gitar akortlari

vuranyum
Simdi gitari tek basina ogrenmeye calisan bi insanogluyum, gel gor ki olmuyor, olmuyoooor.Niye?Sirf su artiz akortlar yuzunden.Bi sarkiyi dinliyoruz, kolay gibi geliyor kulaga "hah bu kolaymis dur sunu bi deniyiverim" diyoruz kapiyoruz gitari, aciyoruz tabi, adam gitmis bildigimiz e,a... degil de
Simdi gitari tek basina ogrenmeye calisan bi insanogluyum, gel gor ki olmuyor, olmuyoooor.Niye?Sirf su artiz akortlar yuzunden.
Bi sarkiyi dinliyoruz, kolay gibi geliyor kulaga "hah bu kolaymis dur sunu bi deniyiverim" diyoruz kapiyoruz gitari, aciyoruz tabi, adam gitmis bildigimiz e,a... degil de artiz bi akort kullanmis d# a# f# c# g# d# gibin.Bir husran bir hayalkirikligi bende.
Sorumu anladiniz ama ben yinede sorayim, nedir bu artiz akortlar?Ilk kimin aklina gelmistir?Nasil yapilir?Basit bi tunerla halledilir mi?
0
vuranyum
(03.03.07)
e, a bildigimiz notalardir, ama a# f# vs.. yabancidir diyemeyiz. bunlar bir ailedir nitekim.. her turlu pozisyonda calismak gerekir zaten gitarda kanimca, gitarist olmasam da boyle dusunuyorum.
hatta ek olarak, gitar iyi bir ogretmen esliginde kontrollu calisilmalidir derim. el, kol, vucut, parmak duruslari, pozisyonlari. arpej cesitleri, tum akor konumlari, ritm, vs. vs. vs....
sıkı bir calisma, disiplin, sabir ister.


aksi takdirde "akdeniz aksamlari gitarcisi" olunur.
(bkz: la minorcu gitaristler)

bununla birlikte,

kapo (kelepce) adli basit mekanizmali zimbirtiyi gitarin herhangi bir perdesine taktiktan sonra (misal birinci perdeye), c# gordugun yerleri c, f# gordugun yerleri f gibi calabilirsin (yarim ses asagilarini yani). boylece sen sana gore kolay gelen akorlari basmis olur fakat kapo sayesinde orjinalinin tonunda calmis olursun (bu ornekte yarim ses tiz duyulur misal)

lakin bu bir tembellik midir? bence evet.

--

soyle de bir durum var ki, asil sebeplerden biri de , gitar eslikli sarki soyleyen kisinin kendi ses register'ina gore sarkiyi yapmis olmasidir veya en guzel oyle tinlayacagini (o diyezli seslerin oldugu yazdigi tonda) dusunmustur, saygi duymali.

gitarist arkadaslar daha kapsamli bir cevap verebilirler muhtemelen, bu baslangic olsun.
klasik usulde gitar calmak gibisi var mi derim bir de : ) isaac albeniz rules : )
0
la traviata
(03.03.07)
Akorların tümünü bare ile basmaya alışın. Bu sayede C ile C# veya G ile F# gibi artiz(!) akorlar arasında sadece bir perde olduğunu farkedeceksiniz. Hop elini bir perde kaydır al sana artiz akor hehe :) Asıl sorun Eaugsus9 gibi en bi artiz akorları basmakta ama klasik çalmayacaksanız pek sorun olmaz sanırım. Onun dışında bazı şarkıcılar daha önce de dendiği gibi kapo kullanarak gitarı bir ses ya da yarım ses transpoze edip seslerine göre ayarlamış oluyorlar ama sizin kasmanıza gerek yok adam yarım ses aşağı transpoze etmişse siz yarım ses yukarı alarak tüm akorları daha naturel hale çekebilirsiniz...
0
crown
(03.03.07)
oncelikle tesekkurler, basta soylemeyi unutmusum klasik yada akustik degil elektro gitar calmaya ugrasiyorum , dolasiyla ve tabiatiyla kapo kullanmam pek imnkanli gozukmemekte.
Her ne kadar tek basima ogrenmeye calissam da perdelerin ismini biliyorum mesela ust teli e ye gore akort ettiysek ilk oniki perde soyle oluyor e:F F# G G# A A# H C C# D D# E, sonraki 12 perde bunlarin aynisi ama 1 oktav ustu gibi diger tellerde buna bakarak bulunabiliyor. tabi yanilmiyorsam.
Bunlari boyle anlatiyorum, cunki gitarist jargonunu tam bilmiyorum. ogrencez insh
Her neyse.F F# arasinda sadece 1 perde var dedik, peki ust teli f# nasil akort etcez?
Haizr ustatlari bulmusken soralim.Iste bomba soru geliyor;f# nasil okunur?hehehe.yasadigim memlekette fis(g#=gis gibi) diyorlar ama turkiye de ne diyorlar bilmiyorum.arkadaslarla konusurken laf f den f# den acilmasin diye dua ediyorum be: )
0
🌸vuranyum
(03.03.07)
verdigin siralama zaten bildigimiz nota siralamasi. (si notasi b de kullaniliyor genelde)

sorulara gelince

# isaretine turkce'de diyez diyoruz. yabancilar sharp diyor. fa diyez / f sharp

f#M (fa diyez major), f#m ise fa diyez minor anlamina geliyor. ikisinin nota kuruluslari ve dolayisiyla basilislari farkli, karismasin.

fa diyez major "fa diyez, sol diyez, la diyez, si, do diyez, re diyez, mi diyez" notalarindan

fa diyez minor "fa diyez, sol diyez, la, si, do diyez, re, mi" notalarindan olusan minor dizi.

biri 6 digeri 3 diyezli goruldugu uzre.

--

ust teli fa diyez e nasil akort edicez derken neyi kastettigini tam anlamadim, ama kapo kullanmak yerine tum telleri yarim ses (yarim perde) tize alirsan kulakciklari kullanip, birinci perdeye kapo takmis gibi duyulur basit akorlarla caldigin o parca. dolayisiyla sen c major basarken aslinda duyulan sey c # major duyulur.

--

benim gordugum kadariyla, gitar egitimiyle paralel olarak biraz solfej egitimi, nota bilgisi uzerine de calisman gerekiyor birileriyle.

kolay gelsin.
0
la traviata
(03.03.07)
F# falan basmak için gitarın akordu ile oynamana gerek yok. Elektro çalıyorsan bare basman daha kolay. Kısaca özetlemek gerekirse bare ile bir G akoru basarsan parmaklarının elinin vs pozisyonunu değiştirmeden bir perde sağa çekersen elini G# (veya Ab) basmış olursun. Bir perde daha sağa kaydırırsan A basmış olursun bu mantıkta gider bu. Bareye alışırsan kapoya falan ihtiyacın olmaz zaten elektrogitar ile...
0
crown
(03.03.07)
galiba oyle yaparak sorunu cozebilirim.Ikinizide ayri ayri tesekkur ederim.
0
🌸vuranyum
(03.03.07)
lan su mi minore laf atmayin kardesim, dunyanin en guzel acik telli akorudur, hele bi 12 telli de darraanggg diye vuracan offf offf (12 telli caldim yalanini yutar mısınız bilmem)
0
frank n furter
(03.03.07)
ha dur lan, siz la minöre laf etmişsiniz... evet o ibnedir hakkaten.
0
frank n furter
(03.03.07)
Bilmiyorum Guitar Pro kullanıyor musunuz ama kardeşim kullanıyor ve hiçbi eğitim v.s. almadan hayvan gibi çalmaya başladı elektro ve klasik'i. Eğer kullanmıyorsanız mutlaka en azından bi deneyin derim. Şimdi de Asturias'a heves etti ah nabarım: ))

Not: Guitar Pro hakkında link bazında yardımcı olabilirim.
0
colonizer
(04.03.07)
Aslinda kimse tavsiye etmiyor guitar pro yu(muzik kulagin gelismez vs..), ama gel gor ki onsuz da olmuyor: )
0
🌸vuranyum
(04.03.07)
(9)

Kadını Erkeği Ayırt Etmek

pispinti
Merhaba.Makyajı bir kenara bırakırsak, bir insanın yüzüne bakınca kadın mı erkek mi olduğunu nasıl şıp diye anlıyoruz? En erkeksi yüzün bile kadın olduğu anlaşılıyor, ya da tersi. Nasıl ayırt ediyoruz ki?
Merhaba.
Makyajı bir kenara bırakırsak, bir insanın yüzüne bakınca kadın mı erkek mi olduğunu nasıl şıp diye anlıyoruz? En erkeksi yüzün bile kadın olduğu anlaşılıyor, ya da tersi. Nasıl ayırt ediyoruz ki?
0
pispinti
(01.03.07)
En önemlilerinden biri elmacık kemiğindeki farklılıklardır sanırım.
0
colonizer
(01.03.07)
boğazını görebiliyorsak adem elması da direkt ele verir.
0
sleepy99
(01.03.07)
sakal, bıyık da yardımcı oluyodur sanırım :)
0
reeper redeemer
(01.03.07)
en kolay sakal bıyık varsa anlaşılıyor :P sanırım direk yüzü ele alırsak kadını erkeğe, erkeği de kadına benzetmek olası. yalnız kadına bakınca onu öyle algılamamız saçına, vücuduna, giyimine kuşamına, parfümüne vs vs bir sürü faktöre bağlı. misal alsancakta oturuyordum bir "hatun" yanımdan geçti gitti, telefonla konuşuyor olmasa travesti olduğunu anlamazdım. ayrıca kadınların yüzlerindeki en büyük değişiklik bence kaş ve burunları. kazma gibi burnu olan hatun sayısı çok azdır genelde ufak tefek düzgün oluyorlar.

edit : insafsızlar 2dk geç kaldık hemen yapıştırmışlar sakalı bıyığı :P
0
kimlanbu
(01.03.07)
en belirgin fark, yüz iskeletinin yapısıdır efendim. kemik bilimciler de (bunun bilimsel adı aklıma gelmedi. antropolog olabilir) kazılarda bulunan kafataslarının erkek mi kadın mı olduğunu bu şekilde anlıyorlar zaten. bir travestinin de kadın mı yoksa erkekten dönme mi olduğu, her şeyi kadına benzetilse bile kafatası benzetilemeyeceği için anlaşılıyor. istisnaları var tabii.
0
kibritsuyu
(01.03.07)
ben koklayarak anliyorum anca.
0
amiga 500
(01.03.07)
yağdır bunun anahtarı. kadın dediğin yağ yağ yağ. iğrenç aslında ama programlanmışız bi kere, bize süper geliyo.
0
frank n furter
(01.03.07)
13/16 yaptım eheh
0
colonizer
(02.03.07)
15 yaptım ben:) en sol alttaki başarılı bir çalışma olmuş, ayırt edemedim onu :)
0
🌸pispinti
(03.03.07)
(6)

bu saç rengi nedir?

jkulakwalker
resimlerde gördüğümüz bayanın saç rengi nedir? Bazen insanlar soruyorlar kadında hangi saç rengidir favorin diye, ismini bilmediğim için söyleyemiyorum. her zaman böyle bayanlar da olmuyor etrafımızda gösterelim aha bu diye.not: Bu arada evet bu bayan im juli deki luna
resimlerde gördüğümüz bayanın saç rengi nedir? Bazen insanlar soruyorlar kadında hangi saç rengidir favorin diye, ismini bilmediğim için söyleyemiyorum. her zaman böyle bayanlar da olmuyor etrafımızda gösterelim aha bu diye.
not: Bu arada evet bu bayan im juli deki luna
0
jkulakwalker
(23.02.07)
yamulmuyorsam soğan kabuğu rengi diyorlar ( kuaföre tarif rengi )
0
hayatacaylakkaldim
(23.02.07)
böyle daha resmi bir ismi yok mu bunun? kahve no.62 gibi falan ya da daha düzgün bir şeye benzetilmiş olabilir?
0
🌸jkulakwalker
(23.02.07)
rengi akmış kızıl
0
sonay
(23.02.07)
kuaföre sorduk nedir diye,
wella olmak üzere
6/4
6/43
8/43 numerolu boyalara 9/73 - 12/7 açıcılar karıştırılarak o renk elde ediliyormuş. bu işlemden önce de saçın rengini iyice açıyorlarmış.

20 ye yakın ton elde ediliyormuş bu karışımlardan felan feşmekan.
0
hayatacaylakkaldim
(23.02.07)
gavur auburn diyo buna.
0
frank n furter
(23.02.07)
bal rengi
0
turkish tekila
(24.02.07)
(5)

Web'den dinlenen radyoyu kaydetmek mumkun mu?

wpi
Winamp'in disk writer plugin'i "kusura bakma, stream kaydedemem" dedi bana. Bildiginiz bir yontem var mi?
Winamp'in disk writer plugin'i "kusura bakma, stream kaydedemem" dedi bana. Bildiginiz bir yontem var mi?
0
wpi
(22.02.07)
herhangi bir ses/video duzenleme programi ile capture edebilirsiniz sesi.
yamulmuyorsam windows movie maker'da da bulunmakta.
0
sourlemonade
(22.02.07)
Ama ben ses kartindan degil, dogruca web'e baglanip oradan kaydeden bir program ariyordum. Birkac tane buldum ama duzgun calismadilar. Simdi Bassic Technologies diye bir sirketten Online Radio Tuner'i indirdim. Asagidaki linkte bedava. Muhtesem degil (saatini kurup kayit yapmiyor ne yazik ki) ama calisiyor.
www.download.com
0
🌸wpi
(23.02.07)
zamanlanmış görevlerden yap diicem ama makina da açık kalır haliyle.
0
frank n furter
(23.02.07)
Makinanin acik kalmasi sorun degil aslinda. Zaten acik kalmasa saati kurup kayit yapmayi nasil yapacam? Neyse, zamanlanmis gorev isini bir deneyeyim bakayim, nasil olacak tam emin degilim.
0
🌸wpi
(23.02.07)
(11)

düşünmekten uyuyamamak

colg fusion
bir süredir (3-5 sene) çektiğim düşünmekten uyuyamama problemini çözmüş birileri varsa nasıl yaptıklarını da anlatırlarsa duacı olurum, rüyamda görürüm onları. bu kadar uzun süredir sorun çektiğimi göz önüne alarak basit cevapların bana bir yararı olmayacağını da belirteyim.
bir süredir (3-5 sene) çektiğim düşünmekten uyuyamama problemini çözmüş birileri varsa nasıl yaptıklarını da anlatırlarsa duacı olurum, rüyamda görürüm onları. bu kadar uzun süredir sorun çektiğimi göz önüne alarak basit cevapların bana bir yararı olmayacağını da belirteyim.
0
colg fusion
(20.02.07)
meditasyon yapabilirsin.
0
mosmor
(20.02.07)
sakinleşmek, kendini çok fazla yormamak ve düzenli bir hayat yaşamak çözüm oluyor.
0
magarna
(20.02.07)
ateşin çıkmıştır, merkezi sinir sistemi overtime yapar ateşli adamda, beyni ya sen çalıştırırsın, ya da onlar çalıştırmayı bilirler = halüsinasyon. bu kaç?
0
frank n furter
(20.02.07)
alkol alıyorsun bol bol. sen uyurken o her şeyi düşünüyor.
0
cgcore
(20.02.07)
Xanax diyorlar ama benzer bir sorunda hiçbirinin faydasını görmedim. Xanax alıp 1 saat sonra yattığımda her zamanki gibi çok zor uyudum ve uyandığımda leş gibiydim adeta. bir arkadaşımda o.k.b hastası ve uzun senelerdir ilaçla uyuyor. çocuğun ne yattığı saat belli ne kalktığı. günün yarısında hayalet gibi dolaşıyor.

benim tavsiyem ki ben bu sorunu öyle aştım fiziksel olarak yor kendini. hatta hırpala. basketbol futbol fitness vb bir şeyler yap ekstradan. Mesela denize git yüz mümkünse deniz çok yorar insanı.

hah bir de mekan değişikliği de iyi gelebilir hatta imkanın varsa yaylaya çık 1 hafta gerçir. temiz hava, sessizlik, doğa iyi geliyor abi.

geçmişler olsun bilirim fenadır.
0
blackdog
(20.02.07)
aynı sorun bende de vardı. obsesif kompülsifmişim meğerse. doktora gidince ortaya çıktı. yalnız burada bir önemli nokta var. uykun gelmiyor da mı düşünüyorsun, yoksa uykun olduğu halde kendini düşünmekten alıkoyamayıp da mı uyuyamıyorsun. kendini düşünmekten alıkoyamıyor, düşünceleri kafandan atamıyorsan obsesifsindir. bir psikiyatra gözükmekte fayda var.
0
sf arjuna one
(20.02.07)
muzik ...
0
turkish tekila
(21.02.07)
Aslında herkes yatağa yattığı zaman bir şeyler illa ki düşünüyor senin durumundaki fark senin yattığın zaman bir şeyler düşünürsen bunun seni uyutmayacağını düşünmen (basit cevapların bana yararı olmayacaktır cümlesinden de bu olayı gözünde olduğundan çok büyüttüğün anlaşılıyor, hatta belkide kendini ümitsiz vaka olarak görüyorsun) bir şeyden ne kadar kaçınırsan o denli fazla karşına çıkar ve rahatsız eder o yüzden benim önerim yattığın zaman "düşünmemeliyim, düşünürsem uyuyamam" diye kendini zorlayacağına direnç kırılana kadar tam aksini yapman yani kendi isteğinle kendini bir şeyler düşünmeye zorlaman, zaten belirli bir zaman sonra üzerinde düşünecek şeyler bulamayacaksın yeter ki kaçınma.
0
jolietjake
(22.02.07)
ot iç dicem ama o da yasal değil. akşam sporu yapma, adrenalin uyutmaz adamı. antidepler bi süre sonra zaten işlevini yitiriyor. zaten yan etkileri inanılmaz kötü, katlanmaya deymez. belki antihistaminik yerini doldurabilir, gerisi papatya çayı, ılık bir duş başka yapacak pek bişi yok. bir de yataya uyumak için değil uykunun geldiğiniz hissetiğiniz zaman girmelisiniz.
0
pain
(23.02.07)
düzenli bir iş hayatın varsa kesinlikle uyku problemi çekmezsin, ama sabah kaçta kaldığın ve gece kaçta uyuduğunun bir düzeni yoksa zor...
0
sathaner
(23.02.07)
sorununu çözdünmü bilmiorum ama aynı sorun bende de wardı epey bi süre. ama ne zmn okul bitti iş hayatı başladı, kafayı koyar koymaz uyuyorum. gün içinde zihnen yoruluyorum,çok stresli bi işim war.. bir de rezene ya da melissa çayı tavsiye ederim. lavanta kesesi bulundur yatakta. lavanta kokla, hem de mis gibi kok ;)
0
hushhush
(18.01.08)
(10)

elektrik çarpması

sleepy99
$imdi elektrik çarpması için devreyi tamamlamamız gerekiyor ya; ayağımda ıslak olmayan plastik terlikler varken ve duvara dokunmazken, kontrol kalemini prize sokuyorum ve kalemin ı$ığı yanıyor. sorun nerde?
$imdi elektrik çarpması için devreyi tamamlamamız gerekiyor ya; ayağımda ıslak olmayan plastik terlikler varken ve duvara dokunmazken, kontrol kalemini prize sokuyorum ve kalemin ı$ığı yanıyor. sorun nerde?
0
sleepy99
(19.02.07)
elektrik çarpmasını istiyorsanız kontrol kalemini değil parmağınızı prize sokmanız gerekiyor, sorun burada.
0
pispinti
(19.02.07)
güzel espri.
0
🌸sleepy99
(19.02.07)
tamam da plastik üstünde olmama rağmen benim vücudum niye elektriği iletiyor?
0
🌸sleepy99
(19.02.07)
tek birsey soyleyebilirim. kontrol kalemini veya herhangibirseyi prize sokma.
cunku anladigim kadariyla olumden donuyorsun surekli. aman sleepy canim sleepy, direnc nedir ogrenir, tahtali koyu boylarsin.
0
detached
(20.02.07)
kontrol kalemi devreyi kendi kendine tamamliyor gibin. sadece onu orda tutacak cesur ellere ihtiyaci varmis demek ki.
0
fuchuki
(20.02.07)
Kontrol kalemini öylece pize sokarsanız ışığı yanmaz, kıçındaki metal kısma parmağınızı (ya da başka bir iletkeni) değdirip devreyi tamamlamanız lazım ki ışık yansın. En azından klasik kontrol kalemleri böyle çalışıyor. Bu durumda elektrik neden çarpmıyor derseniz sanırım bir şekilde amper ve voltaj regüle ediliyor, insana zarar vermiyor. Zaten ampüle de o regüle edilmiş akım gidiyor çünkü normalde 220 voltu o küçücük ampüle direk bağlanasız ortada ampül falan kalmaması lazım...
0
crown
(20.02.07)
tabii ki de devreyi , tutan kişinin üstünden tamamlıyor. kendi kendine tamamlaması gibi birşey söz konusu değildir, okudukça yarıldım bu yorumlara.
Devreyi tutan kişinin üstünden tamamladığını kanıtlamak için, kontrol kaleminin arkasına parmağınla dokunmazsan, ışık yanmayacaktır. ayağında platik olsa bile, devreyi tanımlar, çünkü yalıtkan diye bir madde yoktur, az iletken madde vardır. şöyleki yalıtkan bildiğimiz hava da gerekli gerilim uygulandığında iletken olur ki bu da cm başına 10 bin voltur. yani ayağındaki plastikler terlikler ancak kontrol kaleminin ışığının şiddetini azaltmya yarar. ama bir sandalyeye filan çıkıp, yada kontrol kalemini tutarken havaya filan zıplayıp yerden temasını kesersen, zannedersem ışığı sönecektir.

Kaldı ki ayağında terlik varken kontrol kalemi çalışmasaydı, kim bilir kaç kişi orad aelektrik yok diye o kabloyu tutup kömür olacaktı.
0
comptrol
(20.02.07)
kontrol kalemini prize sokup arkasına parmağınızı değdirdiğiniz vakit,kontrol kalemindeki led, elektriği prizin deliğinden "toprak" ı da bizden (bizim vasıtamızla yerden) alıyor ve devreyi tamamlamıs oluyorsunuz. böylelikle ışık yanıyor. prizlerin bir deliği toprak diğer deliği fazdır ;) babam elektrikçi ordan biliyorum ben de.
0
nihilanth
(20.02.07)
ben geçen mutfak robotu taktım prize. inan olsun mutfak robotunun ayaklarında terlik yoktu ama çalıştı.
0
frank n furter
(20.02.07)
katıldığım tek yorum, hiçbir maddenin tamamen yalıtkan olmadığıdır.bu da akımın devreyi kontrol kalemini kullanan kişi üzerinden tamamladığı anlamına gelir.ayrıca ampule regüle edilmiş bir akım gitmiyor.o incecik telin yanıp kopmamasının nedeni,ampülün içindeki havanın tamamen alınmış olması.
0
gregory
(20.02.07)
(3)

root beer ile ritmix aynı şey midir?

compumaster
midir?
midir?
0
compumaster
(16.02.07)
ikisini de içtim, rootbeer bi hayli daha güzeldi. bence ritmix daha çok shandy dedikleri olaya benziyo
0
frank n furter
(16.02.07)
hayir. Root beer cesitli bitkisel maddelerden (kokler falan) yapiliyor ve sevmeyenler tarafindan tadi "ilac/dis macunu gibi" diye tarif ediliyor. Ritmix ise biranin hammaddesi malttan yapiliyor.
0
wpi
(17.02.07)
test ediyorum, degildir.
0
sourlemonade
(15.01.10)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.